25 Eylül 2012

Gel sonbahar gel


En sevdiğim 2 ay var, biri Mayıs, biri Eylül hatta Ekim diyelim.
Mayıs tartışmasız yılın en güzel ayı...
Ama Sonbahar benim için herzaman başlangıçların zamanı, belki okullar açılıyor, herkes evine dönüyor ondan belkide yaz bitiyor, yeni bir seneye az kalmış oluyor... Tam sebebini bilmemekle beraber belki yalnızca bulutlu gökyüzünü, rüzgarı ve yağmuru çok sevdiğimden, Eylül - Ekim içimi güzel duygular kaplar. Mutlu olmaya eğilimliyimdir, tüm olumsuzluklara ve zorluklara inat.

Tadını çıkaracağımız bir sonbahar olsun...

Bugüne düşebileceğim tek not Efe'ni biz işe giderken çıkardığı arıza. Ağlamak ama nasıl kendini yırta yırta!
Aklım kalbim ruhum karmakarışık oluyor.
Bu da herşey gibi bir süreç bir dönem, bitiverecek ama "anne kalbi - baba kalbi" dayanmıyor.

Gel sonbahar gel...



 

13 Eylül 2012

Evde 3 gün :) Hatta 5!

Bakıcımız Lia eşinin ameliyat olması sebebiyle kısa süreliğine (ne kadar olacağını tam bilmemekle beraber Pazar dönüş umuyoruz) memleketine gitti. Bende yıllık iznimden kalan 6 günümün 3'ünü oğluşumla evde geçirdim. Oğlum bugün babaannesinde yarında anneannesiyle evde olucak. Sonra haftasonu :))

3 gün içinde olan en güzel şey oğlum ayan beyan bana 'anne' diyor (videosu aşağıda inanmayan tıklayabilir). Ayrıca elimden geldiğince onunla parklarda zaman geçirmeye çalıştım. Kahvaltı - gezme - yemek - evde uyku - tekrar park gibi yoğunlaştırılmış bir program uyguladık dolayısıyla hem ben hemde Efe mutlu olduk...

Bugün sabah 7.30 Alev Hanım'da rutin kontrolümüz vardı. Kilomuz 12 olmuş, boyumuz 84cm. Şükür herşey iyi. Yine uzun bir alınacaklar - yapılacaklar listemiz var ama zamanımız bol bir dahaki randevumuz Aralık ayı.
Bize Pembe Kurbağa Bebek Tiyatrosunu önerdi -ki biz bunu geçen sene yapmıştık, bu sene Ekim'de yeniden başlıyormuş yine orada olacağız.
Tübitak ve İş Bankası yayınlarının kitaplarından önerdi rastladıkça alacağız.
Bu Cumartesi Curcuna Çocuk Evi'nde oyun grubuna katılacağız. Sabah 9.30'da başlıyor öğlene kadar. Ücreti 20 TL. Arkadaşım Ayşegül ve güzel kızı Aybike, Efe & ben. Bakalım neler olucak?

Söz uçar yazı kalır şeklinde; izin biter fotoğraflar kalır diyelim ve ekleyelim.



Efe peppe tişörtü ile poz ver oğlum dedim, - verdi :))

Çantanla poz ver oğlum dedi, onu da yaptı :))

Anneanne ile Tunalı'da cafe'de sabah keyfi

Babaanne ile Capital Country Club At Çifliğinde Pazar keyfi

Anne ile gezmeye giderken

Baba ile at çifliğinde ama anne ışığı ayarlayamamış :(

Anne ile evde kudururken, evin altı üstüne geldiği zamanlardan




04 Eylül 2012

Doğumgünü, pasta, mum, trombolin, IKEA... Herşey var

Efe son hız büyümeye, hergün değişmeye bizse duruma ayak uydurmaya devam ediyoruz. Anladım ki 18 aylık olmak demek yavaştan bebeklikten sıyrılmaya başlamak demek.

Son postumdan bu yana bir yaş daha aldım ve kocaman 33 yaşında bir genç hanım oldum :)) Doğumgünümü oldum olası severim, o sabah bir mutlu uyanırım ve çok şükür ki her zaman pastamın üzerindeki mumları söndürmek için tutucak dileklerim olur. Bu sene 3 pastam oldu, biri 30.Ağustos'tan faydalanarak evde verdiğim çay partim, ikincisi ofiste arkadaşlarımın sabah pastası & üçüncüsü ise sevgili eşimin akşam yemeğindeki jesti.

Evdeki mini çay partisi son derece keyifliydi. Hem ben çok keyifli mamalar yaptım hem de misafirlerim eli dolu geldiler, hal böyle olunca bize de yemek içmek kaldı. Ertesi gün ofiste arkadaşlarımın mini pastası enfesti. Ve doğumgünü akşamı arkadaşlarımızla (Aybegüm & Bekir) yediğimiz yemek birde üstüne süpriz misafirlerimiz gelince daha da bir şenlikli oldu. Teşekkürler Aşkım :)) Fotolar aşağıda.

Efe pastada mum üfleminin ve beraberindeki alkışın tadını aldı. Sanırım 2.doğumgünü bu anlamda daha keyifli olucak.

Efe son derece misafir sever bir çocuk, eve birileri gelince, hele ki tanıdığı bildiği kişiler öyle memnun oluyor ki. Artık bir pozlar, şovlar, oyunlar kendince, görmeye değer doğrusu.

2. doğumgünü için henüz plan yapmıyorum ama ara ara düşünmüyorum dersem yalan olur... Sanırım anne kişisinin elinde değil bu heyecan. Halbuki önümüzde koskoca 4 ay var :)) Komiğim bende değil mi?

Haftasonu IKEA turu yaptık, az alışveriş, çok gezmece... Her gittiğimde evimi baştan döşemek geliyor içimden. Efe için çok sevimli bir nevresim takımı aldık, üstünde hayvan figürleri var. Sabahları uynadığında nevresim takımı desenleri onu oyalıyor bir süre, çocuk işte.

Arkadaşım Aybegüm, ikizlere hamile, henüz cinsiyetleri belli değil. Yalnızca birinin erkek olduğunu biliyoruz. Ama o kadar heyecanlı bir durum ki, bu da yeni anne olmuş kişilerin hemen hepsinde var olan bir heyecandır sanırım. Aybegüm'e sürekli anlatıyorum, bak odalarını şöyle yap, bu bilmemnelerden al filan diye, arada onu baydığımı düşünüyorum ama yeni anne olunca çene durmuyor, ne yapayım? Hayırlısı ile ikizleri bekliyoruz... Onlarda Şubat (sonu veya Mart) doğumlu olucak inşallah.

Halamız Pazar günü Efe'yi 365'in önündeki trombolin'e bindirdi. Efe keyiften 4 köşe oldu resmen videosu aşağıda...

Dün akşam saat akşam 6 buçuktan 8'e kadar parka gittik, o mu ben mi daha çok yoruldum bilmiyorum :))

Şimdide biraz fotoğraf:

Sıradan bendeniz, Sibel, Deniz & Berna

Akşam yemeğimiz...

Karşılıklı oturunca yanyana resmimiz yok haliyle :))

Bu da 3. ve son pastam

IKEA'da isveç köftesi

Homemade cakes for everyone from SELEN :)

Yakışıklım Pazar günü babaannesine giderken

Sıradan Aybegüm, Ayda, Annem, ben, Anneannem, Babaanne, Sibel

Burada bana bakışı dünyaya değerdi...

Bu da ben 5 yaşındayken, Norveç'te, arkadaşım Bengü ile...