26 Şubat 2013

İşte biraz fotoğraf size, bize, herkese :)

İşte Efe'nin doğumgününden kareler... Bu amcamız Alpay'ın göründüğü tek foto. Zira o kadar koşturmasına rağmen Efe ile tek bir kare fotoğraf yok :(


Pastasını bi daha bi daha ve bi daha üfledi :)

Babaannesi ve dedesi ile 

Pastasına dokunurken...


Gerçek doğumgünü günü akşam evde pasta kestik

O pastayı kaç kere üfledik bilmiyorum?!

Bir kere de Lia'yla...

Cumartesi sabahı: evlada yumurta yedirme çabaları (not:hepsini ben yedim)

Pazar sabahı biz Efe ile simit almaya gittik, Lia bizi kahvaltı hazırlamış!...

Bu da poz ver oğlum vol.235

Veee... Pazar günü saçlarımız kesildi, oğlum tam bir abi gibi uslu uslu oturdu, hemde sonuna kadar.

Bu da saçlar gittikten hemen sonra biraz havaya girmiş model.
Arkadaşı Aybüke ile doğumgününde...

İnci, Anneanne, dede & baba...

Lia & Babaanne

Anne & Baba & Efe :))

18 Şubat 2013

Doğumgünü fotoları hala yok ortada ama..

Ama sohbet var :) Basiret bağlandımı bağlanıyor ne yapim? Doğum günü fotoğrafları makinamızda o da evde. Her sabah bir an aklımdan geçiyor sonra unutuyorum. Akşamdan atıcam çantama (eğer unutmazsam). Ama yazasımda geldi o yüzden fotomosuz motosuz yazayım dedim.

Her yaş çocuklar için bir dönüm noktası gerçekten. 1 yaşına bastığının ertesi günü birşey olmuştu adeta çocuğuma, sanki o bebek hali gitmiş, çocukluğa adım atmıştı. Ama ne yalan söyleyim 1 - 2 yaş arası anne-baba-varsa bakıcı ve yakınları için efor sarfedilmesi gereken, kondisyon isteyen bir dönem. Çünkü heran herşeyi yapabilir diye bir adım arkasında olunması gereken, en olmadık anda bir yaygara kopartıp arkasından ağlayan, dur, gel, otur bilmediği bir dönem. Ancak şimdi işin rengi biraz daha değişti. Çünkü söyleneni çok net anlıyor. Gel otur Efe'cim deyince söz dinliyor. İnadı veya yaramızlığı tutmadıysa, söylenen herşeyi yapıyor. Artık kendisinden "bebeğim var" diye değil, "küçük çocuğum" var diye bahsediyorum :))

Ben Efe doğduğundan beri bir sürü güzel duygu yaşadım.
Ancak ilginç olan; çocuk insana kendini sorgulatıyor. Evlat sahibi olmak demek onunla birlikte tekrar büyümek demekmiş. Kah kendi çocukluğumu düşündüm, kah dünyadaki diğer çocukları... Ve büyüdükçe bu sorgu, vicdan, sevgi, ikiliemler hepsi de birlikte büyüyecek biliyorum. İstediği birşeyi yaparken veya yapmazken, işte tam da o anda bir sürü fikir geçiyor kafamdan, bunu ona yapmam doğrumu?, bana yapılmışmıydı?, başka çocuklara yapılıyormu?, şimdi istediğini yapmazsam üzmüş, kırmışmı olurum?... Sonra ne mi oluyor? Anne sağduyusu size yol gösteriyor.

Bir de eşini daha farklı yönleriyle tanıma olayı var. Onu da başka bir postda anlatacağım :) Şimdi çoook işim var :(


 

05 Şubat 2013

Efe 2 yaşında!... Heyoooo


Bugün günlerden Efe'nin doğum günü.
Biz doğumgünümüzü Pazar günü Behzat Restaurant'da bir aile Brunch'ı yaparak kutladık. Efe ilk defa durumun az farkındaydı, pasta üflemek, kalabalık, hediye almak hepsi onu gerçekten mutlu etti.

Zaman akıp geçiyor dedikleri böyle birşey sanırım. İnsan yaş aldığını, zamanın geçtiğini sanırım en çok çocuğundan, çocuklarından veya yakınlarındaki çocuklardan anlıyor.

Yukarıdaki Efe'm için bu sene yaptırdığım magnet. Canım yavrum görünce öyle sevindiki, tek tek saydı resimdekileri: pepee, şila, zuzu, meee (ben demek oluyor :))

Pastamız da Pepee'li idi. Doğumgünümüze ait diğer resimler en kısa zamanda burada olucak.


İşte böyle...
Bugün işim çok satırlarca yazasım var ama zaman yok ne yazık ki!

Allah oğluma, sağlıklı, huzurlu, mutlu bir ömür versin, ve tabi herkesin evladına. Çocukların yüzü hep gülsün.