31 Ocak 2012

Efe kız peşinde :))

Efe'cik Pazar günü Panora'da kız peşindeydi... Biraz yürüsün dolaşsın diye babası gezdirirken bir kızın elinden tut sen!... Takıl peşine... Kendi yetmedi bir de babasını sürükledi peşi sıra :)) 
Bu haftasonu doğum günümüz var heyecan dorukta, hazırlıklar neredeyse bitti!... Detaylar daha sonra. Şimdi huzurlarınızda "Efe kız peşinde" videosu...


27 Ocak 2012

Ankara ve kar

Kar hala devam ediyor tüm hızıyla. Ankara resmen kara teslim. Gökyüzünün mavi olduğunu unutucaz neredeyse. Kar ve soğuk artık gündelik hayatın bir parçası oldu.

Efe'nin doğum gününe 1 hafta kaldı neredeyse :) Plan program tamam değil kafamda, eee bende başak burcuyum bilmem lazım. Benim için en kötü şey kararsızlık. Evde acaba zor ve yorucu mu olur diyorum. Çünkü bir yandan da tadını çıkartmak isteyeceğimiz bir gün. Dışarda pahalı mı olur diyorum? Neler hazırlasam diyorum, tuzlular tatlılar? Falan filan derken kafam meşgul. Allah hep böyle tatlı meşguliyetler versin hepimize diyorum.
Geçen postumda bahsi geçen yürüme videosunu malesef eklemiyorum çünkü yan tutmuşum makinayı hem düzelmiyor hem de çok karanlık en kısa zamanda bir gündüz daha güzel bir video çekip eklyeceğim. Ama başka resimler var ekte :)
Burdan Azerbeycan'a, Norveç'e ve Amerika'ya sevgiler...

Dedemle simitçide (elindeki de gerçek kar ha!)

Amcam ve ben bir örnek giyinmişiz

Banyodan önce ellerimi silerken

Burda da bir "büyüdüm ben" edası var, dimi ama?


Bu da bahsi geçen kar!.. Bu sabah evden çıkarken..


25 Ocak 2012

Ordan burdan

Efe'cik artık 2 gündür resmen yürüyor. Ve öyle hevesli ki sürekli yürümek istiyor, ordan oraya. Ve öyle tatlı ki kafa bir sağa bir sola gidiyor dengeyi bulmak için anlatılmaz. Yürürken nefis bir videosu var ama evde unuttum, en kısa zamanda burada olucak.
Havalar soğuk, karlı hatta çok karlı. Hatta bu sene (onca sevdiğim) kardan 'böö' geldi. Cumartesi için bi sürü plan yaptım o güne kadar kar mevzusunun bitmesi gerekiyor, ama kısmet :))


Doğum günü için temayı oturtmak peşindeyim sonrası daha kolay. Güzel bir anı kalıcak şekilde düzenlemek istiyorum herşeyi.
Saçlar artık epey uzadı babasıyla doğum gününden önce bir düzelttirsinler diye düşünüyoruz yani kısaltmadan sadece gözüne girenleri. 
Bugün kendisi öğlen kıymalı tarhana çorbası içecek, akşamda kıymalı, bulgurlu kabak yemeği, babaannesinin yoğurdu ile beraber.


Haftasonu tatsızdı onun için yazacak bişiyler yoktu ancak bugün yazabildim. 
Sevgili Kaya Abi'yi aniden kaybettik. Geride kalanlara, annesine ve tüm sevenlerine Allah'tan sabır ve ona rahmet dilemekten başka elden gelen bişiy yok. 
"Kaya Abi kalbimizde bir sızı olarak kalıcaksın..."
Aynı gün babacığımında ölüm günü, bu sene tam 5 sene oldu, vakit çok hızlı geçiyor. 
" Efe'ye senin başucumdaki resimlerini gösterip bak bu dede dedik, o da bakıp dedede diyor. Görmeni çok isterdim.  İnan hep içimdesin, rahat uyu babacım".

Bu sayfalara hep çok güzel, çok mutlu satırlar yazmak istesemde hayat yalnız mutlu anlardan ibaret değil malesef :( Demek ki mutlu anların kıymetini çok daha fazla bilmeli ve tadını çıkarmalıyız ve bir o kadar da direnmeliyiz mutsuzluğa teslim olmamak için!...


19 Ocak 2012

Bir video & bir kaç not ve bir şiircik

Akşamları ben veya babası eve gelince, üstümüzü değiştirirken odada bekleyen oğluşumuz, çoraplar ve yün parçasıyla nasıl eğleniyor anlatamam :))

 

Hava hala dayanılmaz soğuk, sokakta 2 dk. durulmuyor. Bahar geldiğinde Efe'cikle dışarı çıkmanın hayallerini kuruyorum. O zaman bızdık yürüyor olucak :)) 
Bu sabah ki yeni numarası dişlerini birbirine vurmak!...
Halamızın hediyesi Adidas eşofmanlarımız küçük gelmeye başladı oysa ne çok seviyorduk. Kollar ve bacaklar kısa kalmaya başladı. 
Doğum günü hazırlıkları gizliden devam ediyor. Hele bir süprizim var ki :)) söylemem. Bütün detayları bir süre sonra yazacağım, şimdilik bende kalsın. 

Gün senin gülüşünle bitiyor
Gece hayalinle sürüyor 
ve bebeğim
bütün günüm 
seni özlemekle geçiyor.. 

HAYAT SENİNLE GÜZEL TATLI MELEĞİM.
(Nasıl ama şimdi yazdım :)




18 Ocak 2012

Hava o kadar soğuk ki

Son günlerde hava o kadar soğuk ki. Böylesi soğuklar artık kalmadı derken, donuyoruz günlerdir. Bidiciğimde bakıcısıyla evde, kısa kısa balkon sefaları dışında sürekli evdeler. Dışarı çıkmak için fazla soğuk, buzlu zaman zaman karlı bir hava var. Evde Efe'cikle oturan ben olsaydım bu günlerden daha keyifle bahsederdim sanırım. Ama Efe'nin bir bakıcısı olması ve evden çıkmaya mecbur olmaması büyük bir nimet bunun farkındayım.
Efe sürekli yürümek istiyor, tutun elimden götürün beni, ama benim istediğim yerlere. Mesela mutfakta bir tur sonra koridorda sonra tekrar mutfakta...



17 Ocak 2012

Çalışan anne olmak (Vol.3)

İşe gelmek üzere evden çıktığım bazı sabahlar içim biraz daha fazla burkuluyor, Efe'ciği evde bırakıp çıkmış olmak içimi acıtıyor, bu sabah gibi...
Ve de en çok ne hissettiğini merak ediyorum... Evet annem & babam hep gidiyorlar ama sonra da hep geliyorlar? mı diyor acaba?

Çalışan annenin yapması gereken, evden ayrılırken bebeğine tekrar geleceğini anlatması ve buna onu ikna etmesidir. Şüphesiz ki bu, sözel bir ikna yöntemi olmayacaktır. Onuncu aydan büyük bebekler obje devamlılığını kazanmıştır. Yani oyuncağı yere düşse de düştüğü yere bakmak sureti ile takip edebilmektedir. O halde anne kendini objeleştirmek sureti ile evden ayrılmalıdır. Bunun sağlanabilmesi için anne asla evden bebeğin arkasından ağlamasına engel olmak amacı ile 'sıvışarak' ayrılmamalıdır. Annenin 'sıvışarak' yani gizlice evden ayrılması halinde, çocuk anne ayrılırken ağlamamış olur ama annenin yokluğunu fark ettiğinde çaresizce onu arar. Bu da bebekte depresyona neden olur.(Prof.Dr.Sabiha Paktuna Keskin)

Eşime de sürekli 'hoşçakal Efe'ciğim, akşama görüşürüz' diyerek gitmemiz gerektiğini (tabi uzatmadan hızlıca bir öpücükle, fazla acı çekmesine asla sebep olmadan) anlatıyorum ki evladımız bize güvensin.

Bebekler 9 aydan önce bu ayrılma, annenin işe geri dönmesi olayını yaşarsa, travma şiddeti daha az oluyormuş. 

Çocuk ve babanın ilişkisi gelişimin temel taşlarındandır. Sağlıklı bir baba, anneyi mutlu eden, ona yardımcı olan babadır. Mutsuz, kendini yalnız bırakılmış, sevilmediğini hisseden bir annenin ve babanın çocuğu aynı duygularla büyür. (Prof.Dr.Bengi Semerci) 


Bizim babamız bu yönden tam 7x24 bir baba, günün her saati, oğlunun her türlü ihtiyacını severek karşılayan bir baba. Bu yüzden hem ben hemde Efe ayrı ayrı çok şanslıyız. 



13 Ocak 2012

Eyvahhh! Elektrikler kesildi!...

Dün gece 1 sularında bebefondan uyarı sesleri gelince, elektriğin gitmiş olduğunu fark ettim. O an itibariyle Efe ha uyandı ha uyanıcak, heryer karanlık yavrucak korkacak diye tam uyuyamadım. Ve beklenen son beni bilmiyorum kaç sularında yakaladı. Efe 'birisi buraya acil baksın' tonunda bir sesle birimizi çağırdı ve kura çektik bana çıktı. Soluğu onun yanında almam ve anlatmaya başlamam bir oldu, "bak oğlum elektrikler kesildi, dışarısı karanlık çünkü henüz gece ve ev çok soğuk çünkü kombi çalışmıyor :((" ve mutfaktan ışıldağımızı elime alıp odasına oturduk, bana eliyle lambasını gösterip ıh ıh diyor ama ne fayda annem yok yok! En sonunda Lia'yı uyandırıp temel ihtiyaçlarımın bir kısmını karşıladım ki bu sırada saat 06.00 civarıydı. Derken babamız uyandı ve Elektrik kesintisi ile ilgili bilgi almak üzere firmayı aradı saat 08.30'da elektrik gelicek dediler ama süprizzz: elektrikler 07.30'da geldi. Yeniden medeniyete kavuştuk. Sabah sabah mutlu olmak için sebep çıktı bize de, Nasreddin Hoca misali (eşşeğini önce kaybeder sonra bulur ya o hesap). İşte böyle, soğuk ve karanlık bir Ocak sabahından geriye kalanlar.
Yarın sabah alerji doktoruna gideceğiz, Prof. Dr. Bülent Şekerel, Alev Hanım'ın tavsiyesi üzerine. Bizimkinin yanaklarındaki kızarıklığı anlamaya çalışacağız. Umarın elle tutulur bir sonuçla döneriz. Ayrıca önümüzdeki hafta 1.yaş göz kontrolü ve kan-idrar testlerimiz var, bunlar hep kontrol amaçlı.
Şimdilik bu kadar...


PIM&PIMBA, Efe'cik bunları çok seviyor...
ve bunları da SNOWIES :))

10 Ocak 2012

Efe'cikle başbaşa


23.Aralıkta izne ayrıldıktan sonra evde geçen 2 hafta benim için tüm tatillerden daha güzel daha keyifliydi. Oğlumla kah camdan dışarıyı seyrettik, kah oyunlar oynadık, hava güzelse hemen giyindik hazırlandık sokağa fırladık. İznimin başında kardeşim ve eşi buradaydı biraz onlarla vakit geçirdik. Arkasından yılbaşı telaşı. Evde sımsıcak bir havada şık bir akşam yemeği ve sohbet eşliğinde geçen bir yılbaşı akşamı. Anneanne, babaanne, dedeler ve büyük anneanne ile dolu dolu geçen 2 hafta. Geriye resimler kaldı.
Efe artık tek başına 3-4 adım atıyor sonra bırakıyor kendini yere malum emekleyerek çok daha hızlı ilerlediği için tercih ediyor. Kendi kendine şarkı mırıldanıyor. Mızmızlık yaparken ağlama numarasıyla karışık dikkat çekmeye çalışıyor. En ufak bir müzkte hemen alkış tutuyor. Babası öğretmiş, öpücük atıyor. Çorabını veya ayakkabısını ele geçirince ayağının üstüne koyuyuor.
Dün öğlen saatlerinde Lia memleketimize geri döndü (1 gün rötarlı ama olsun dedik artık). Yine elleri kolları dolu gelmiş. Efe'yi de bizleri de çok özlemiş. Pazartesi gününü babaannesi ile geçiren Efe Bey bugün evinde Lia ile birlikte, dışarıda sabahtan beri yağan kar akşama iyice tutacak gibi.
Beni şimdiden birinci yaş günü heyecanı sardı, aklımda 1001 tane fikir dönüp dolaşıyor, bakalım :) Araştırmalarım sona erdiğinde buraya aktaracağım.

Efe Panora NamNam'da masasını temizliyor :)
Burada da limon yiyor!
Anneannesi ile dedesi Pepe maskotu almışlar, hediyesini açarken. Amcası da nefis oyuncaklar almış ama resimleyemedim. Ayrıca dedesi ile babaannesi de çok şık bir kazak aldılar... Şanslı Torun.
Bu da yılbaşı soframız. Ye ye ye sonu gelmedi. Anneler kolları sıvadı bu sene. Hepimizin annesi döktürmüş bize sadece kalorileri almak kaldı.
Sofraya oturmadan son kez çekelim dedim.
Anneanneme çaya gittik, Efe kucaktan kucağa...
Efe'cik de börekleri götürmüş keyfi yerinde.
Mutfakta kapaklarla oynarken..