31 Ekim 2011

Arabasına oturmak istemiyor :(

Anlamadığımız bir sebeple artık arabasında oturmak istemiyor. Ancak kalabalıkta filan olurda bir yerlere gözü takılırsa biraz oturuyor ama maksimum 10 dk. Sonra çığlık kıyamet veya arkasına dönüp ayağa kalkıyor ki bu kucağa almamızla son buluyor! Arabasını biraz daha severmi diye koruma kemerinin olduğu yere bir oyuncak aldık, org, bateri vb müzikli birşey. Şimdilik pek pas vermese de 2-3 gün sonra iyice farkına varır. İsteklerini dile getirmeye ve daha da vahimi yaptırmaya başladığı noktalar burası herhalde. Kendisi tam tamına 8 ay 25 günlük oldu. Hergün büyüdüğünü, mimik ve tepkilerinin değiştiğini ve yeni birşeyler öğrendiğini büyülenerek izliyoruz.
Geçen Cuma günü (28 Ekim) yarım gündü bende koşarak eve gittim. Annemi, oğluşumu ve Lia ile beraber 365 AVM'ye gittik, biraz dolaştık geldik. Cumartesi günü arabamı servise bıraktım, 2 saat tunalı'da dolaştık. Annemle Turunç Cafe'de yemek yedik. Efe'cikte bizimle elmalı kaşık mamasını, salatamın peynirleri, annemin domates çorbasına batırılmış ekmek içi yedi :)) Sonra biraz dolaşıp eve gittik. Resmi tatil olduğundan dükkanlar kapalıydı ama yine de kalabalık ve keyifliydi.
Pazar günü babaanneye kahvaltıya gittik. Dedesi ve amcası ile oyunlar oynadı. Efe için güzel vakit geçirmek demek daha çok özgürlük demek, emeklesin kendi kendine ayağa kalksın, ondan mutlusu yok. Babaanne ile parka gittik :)) Sonra babası ile uyudular akşam 19.00'a kadar. Uyanmadan arabamıza bindik, yolda uyandı tabi. Eve gidince üst baş mama olayına girdik. Sonra ne mümkün uyumak, oynattık, oyaladık ama uyumak istemiyor. Daha doğrusu herzamanki gibi uykusu var ama direniyor bu da bir vızıltı haline geliyor tabi. Neyse sanırım 23.00'e doğruydu uykusuna yenik düştü paşam. 
Haftasonumuzdan birkaç fotoğraf fakat ancak yarın yükleyebileceğim. 

NOTLAR:  
* Halamız ve dayımızın bayram, yılbaşı gibi yakın zamanlarda buralara gelme ihtimalleri kulağıma çalınıyor :)) Bu çok mutluluk verici.
** "Bunlar çok büyük kimbilir ne zaman giydiririm" dediğim pijamalar küçük geliyor :))
*** 4.Kasım'da Alev Hanım'a gideceğiz, çok heyecanlıyım.
**** Dün mama ve bez alışerişi yaptık, ilk defa mamamızı Aptamil 3 aldık, bezimiz Prima, Aktif Bebek 4+, bir de Aptamil'in Yulaflı Armutlu kaşık maması.

26 Ekim 2011

Anneler & Oğulları (Vol1.)

Ne kadar uğraşsanız değişmeyecek şeyler vardır: Oğlan çocukları yılanlardan, kertenkelelerden, salyangozlardan, otomobillerden, bilgisayar oyunlarından, futboldan, silahlardan hoşlanır. Onları değiştirmek pek mümkün olmadığına göre, bu demektir ki oğullar, kamyonları, su tabancaları, kramponlu ayakkabıları, takım atkıları ile sevilecek! Ve onunla geçirilen her gün, bir gün kanatlanıp kapıdan uçup gidivereceği gerçeği unutulmadan dolu dolu yaşanması gereken bir zamandır!"Anneler ve Oğulları İçin Bir Fincan Huzur" adlı kitaptan alıntıdır-Colleen Sell
Kitap Yurdunda (internet kitapçısı) bir kitaba bakmak için gezinirken, başka bir kitaba ait olan bu tanıtım yazısını okudum. İçime dokundu bu yazı nedense. Belki kardeşimi düşündüm bir an ondandır. Ama diğer taraftan da oğlumla yaşayacağımız gelecek günler için içimde kelebekler uçuştu...

25 Ekim 2011

Haftasonundan geriye kalanlar..




Son yazımdan bu yana neler oldu? Anneanne İsviçre'ye gitti geldi, Babaanne ile Kuğulu Park sefası yapıldı. Cumartesi günü Tunalı'ya indik, Babaannen de bize katılınca önce Edessa'da bir yemek yedik ve doğru parka  indik, sen salıncakta sallandın, yürüme denemeleri yaptın. Sallanırken yüzünde korku ile karışık bir gülümseme oluyor, öyle şeker ki! Çıktık ki Tunalı'da müzisyenler var onları dinlemek için durunca sana şarkılar çaldılar, süperdi. Ama tabi akşam olunca sen gündüz hiç uyumadığın için 18.30 gibi üstünle başınla uyuyakaldın taaa sabah 5.30'a kadar :)) Pazar günü ev keyfi yaptık. Bir ara büyük anneanneye gittik sonra biraz dolaşıp eve geldik. Ve haftasonumuz bitti :( Seninle birlikte olunca vakit uçup gidiyor... Birlikte geçirdiğimiz her vakit yetersiz seninle.  



Yüzdeki ifadeye dikkat çekerim!

Babamla dans :)

Ahh baba şu telefonunu bana bi versen!!!





Anneannem bana şapka getirmiş ama herkes bana gülüyor, komik mi oldum ne?



Banyodan sonra.!!


 
Alttaki 2 dişine ek olarak yukarıdan da 3 tane dişin geliyor bebeğim, ısırıp, koparmana az kaldı anlaşılan.   

Saçların iyice uzadı ama biraz inatçılar geriye veya yana taramak ne mümkün dümdüz ve sapsarı. Doktorumuzun söylediğine göre 1 yaşından önce saçı kısa kesilen bebeklerin psikolojisi bozuluyormuş. Zaten böyle öyle şirinsin ki uzasın istiyoruz. 

Haaa... Birde unutmadan son sürat emeklediğini söylemeliyim, Komandoluk günleri sona erdi, sürünmek devri kapandı, yaşasın EMEKLEMEK... Son sürat odadan odaya dolaşmak :) Bu bizim için daha çok tedbir, daha çok dikkat ve daha çok enerji demek.

Buraya hep güzel hep neşeli yazılar yazmak istiyorum ama pazar günü ne yazık ki Van Depremi oldu, 23.Ekim.2011. Van şehri ve civarı yıkıma uğradı resmen. Durum içler acısı. Ben ister istemez bebekleri düşündüm en çok...mama, bez, battaniye olmadan ne yaparlar? Ya annesi babası da olmayacaksa artık ne yaparlar... korkunç, yürek kaldırmıyor. Allah oradaki herkese yardım etsin. Televizyon, arkadaşlarla sohbet, sosyal medya her yerde konuşulan aynı, ya 24 şehidimiz ya deprem çünkü şuan bu kadar acının ortasında her söz anlamsız kalıyor. Şehitlerimizi düşünmek içimi yakıyor, kavuruyor. Efe bebeğim yıllar sonra sen bunları okuduğunda bu haberler zaman aşımına uğramış olucak ama paylaşmak istedim. Ne de olsa anne yüreği bu dayanmıyor. 
Bugün öğlen yemeğe çıktığımda bir pijama gördüm senin için çok sevimli birşeydi ama alamadım orada o kadar çocuk üşürken, alamadım, elim varmadı. 







 


19 Ekim 2011

Alkış bebeğim...

Artık Efe bebeğim müzikle beraber alkış yapıyor, minik davuluyla ritim tutuyor... Karnı doyunca önlüğünü çıkartıyor... Oyuncak sepetindeki oyuncakları çıkartıp sonra geri sepete koyuyor (ki ben buna çok gülüyorum)... Sokak kapısında biri anahtarla girerse ve Efe'cik bunu duyarsa hemen kapıya yöneliyor (acaba babam mı bu gelen diye)


Dün akşam eve gidince odasındaki şifoniyerin çekmecelerini açıp içindekileri boşalttı nasıl keyiflendi anlatamam. Hepsini Lia topladı sonra sanırım onun için pek keyifli olmamıştır :))

Alt 2 dişinden sonra yukarıdan da 3 tane geliyor biraz sıkıntı yapsada şükür yine de ateş, ishal vs. yok.

Bugün tam 8 ay 14 günlük oldun bebeğim zaman su gibi akıyor... Büyümeni izlemek büyüleyici bir süreç...

Halanlar Bakü'den, Dayınlar Trondheim'dan bu yazıları okuyor ve fotoğraflarına bakıyor onun için hemen son fotoğraflarını eklemek istiyorum ve onlara kucak dolusu sevgilerimi gönderiyorum... Erenalp ve sen birazcık büyüyüpte biraraya geldiğinizde neler olucak onu çoook merak ediyorum, dimi Ayda'cım?

Babamla dükkanda çalışıyorum, anne bizi rahat bırak

Tunalı Tadım'da ne sipariş versem düşünüyorum


Annem almış ama takmak is-te-mi-yo-rum!!!
Ohh be çıkarttım :)

Şu dişler kaşınmasa hayat daha güzel olucak galiba


O ciddi suratını yerim senin

Seğmenler 2011-Sonbahar






14 Ekim 2011

Kış bebeği

Ben kış mevsimini çok severim oğluşum... 
Hayatımın en güzel günü olduğunu düşünürsek; seni de bir kış günü dünyaya getirmiş olmaktan çok mutluyum. 
Herkesin içini ısıtan anıları vardır, çocukluğundan, benimde Akman Bozacısı vardır. Hayal meyal hatırladığım, ailece gitmiş olduğumuz, Serkanın muzlu süt içmiş olduğunu hatırladığım. Sebebi nedir tam olarak bilmemekle birlikte o günü düşünmek içimi ısıtır.
Bir diğeri Meşrutiyet Caddesindeki Kahve Evi (artık yok) orada Serkan'la uzun uzun otuduğumuz sohbet ettiğimiz bir kış günü. 
Bire taa çocukluğumda Kenedi Caddesindeki evimizde bir sabah uyanıp heryerin karlı olduğunu görüp çok sevinmiştim, annemle evde güzel bir kış günü geçirmiştik.işte bunlar çocukluğumdan aklımda kalan birkaç 'an' diyelim... İnsan bazen içinde bizzat bulunduğu çok güzel bir 'an'ın farkına varamıyor, sonra sonra anlıyorsun kıymetini ve güzelliğini. 
Bütün bunları sana yazdım çünkü ben ve babanda sana güzel 'an'lara dopdolu bir hayat yaşatmak istiyoruz :)) 
Yüzün hep gülsün bebeğim...

13 Ekim 2011

Bızdık sıralıyor

Bizim bızdık artık sıralıyor resmen, kanepeye tutunup yan yan gidiyor sonra hop karşıya sonra tekrar kanepeye derken hep ayakta olmak istiyor :)) Kendisi henüz 8 ay 8 günlük! Sanırım 9 ayı doldurduğunda yürüyecek.


Yemek - İçme Durumları: Dün yeşil mercimek çorbası yapmıştım, erişteli ama pek sevmemiş kerata. Kırmızı mercimeği de sevmemişti sanırım biraz lezzetsiz geldi. Yarın nohut cacık yapıcam, bakalım neler olucak?

07 Ekim 2011

Çalışan anne olmak (vol.1)

Bu sabah işe gelirken içim öyle buruldu ki anlatamam. 
Efe'cik tabi ki hiç sebepsiz yere belki de tesadüfen bana hiç doğru dürüst bakmadı ve gülümsemedi. Bende kendimi suçlu hissettim, bırakıp gidiyormuşum gibi. Giyinip çıkmak zorunda olduğumdan acele bir şekilde evden çıktım yol boyunca üzüle üzüle işe geldim... Onun evde çok iyi bakıldığını bilmek, bakıcısının Efe'yi sevmesi ve Efe'nin bakıcısını sevmesi bunlar çok çok önemli ve güzel bunu çok iyi biliyorum. Ama anne olarak bi an bıçak saplandı mideme (ortada hiçbir sebep yokken). 
Senin için çalışıyorum diyip sana yüklemicem tabi ki ama çalışan bir anne olarak sana her anlamda daha çok şey verebilicem iyi biliyorum. Üreten, aktif, sosyal bir anne. 
Kendimle konuşma olan bu yazıyı büyüyüpte okuduğunda bil isterim ki; bu küçücük, minicik halinle bile ufak bir hareketin neler yapabiliyor.
Ben, baban ve tüm aile seni çok ama çoooooooooooooooooook seviyor bunu bil.
Senin için yapabileceğimiz en önemli şey sana satın aldığımız ve alabileceğimiz bir şey veya alacağın eğitim vs. hiçbirisi değil bebeğim senin için yapabileceğimiz en önemli ve en güzel şey seni sevgi ile büyütebilmek. Ancak o zaman vicdanlı, iyi kalpli, merhametli ve iyi bir insan yetiştirebiliriz ki bundan ötesi yok, var mı?

Neyse ki bugün Cuma, haftasonu önümüz, bol bol vakit geçiricez seninle :) 
 

06 Ekim 2011

Artık ayaktayım!

Efe'cik dün önce salonda kutuya tutunarak daha sonrada yatağında kenara tutunarak ayağa kalktı. Yüzündeki mutluluk ve zafer ifadesi görülmeye değerdi gerçekten... Koray'la izlerken tüylerimiz diken diken oldu resmen. Kamera'ya çekmek aklımıza geldiğinde bidiciğim yorulmuştu. En kısa zamanda bir video ekleyeceğim. 

Ayrıca bugün ilk defa karnabahar yiyecek. Dün akşam patates ve havuç ekiyle püre haline getirdim. Bakalım sevecekmi? Şimdi yediği besinlerin listesi aşağıdaki gibi:
Elma, Armut, Üzüm, Muz, Şeftali, Patates, Kabak, Yeşil Fasulye, Havuç, Yoğurt, Yumurta, Beyaz Peynir, Soğan, Sarmısak, Domates, Maydonoz, Ispanak, Pirinç, Mercimek, İrmik, Pirinç unu, Dana eti, Kıyma, Tavuk, Kayısı, Yulaf.

Dişlere gelirsek;
Alt Ortalar (Santral Kesiciler)(2si birden) --- 5 aylıkken başlamıştı çıkmaya şimdi epey tamamlandı. 
Üst Yan Kesici'nin biri geliyor! O yüzden sıkıntısı var. Okuduğum kaynaklara göre dişlerin çıkış sırası ve zamanı önemli değilmiş. 2,5 - 3 yaşına kadar 20 taneside tamamlanmalıymış. Bu süt dişlerine iyi bakmak ilerideki sürekli dişleri için de temel oluşturuyormuş. 


04 Ekim 2011

Yeniden işbaşı, yeniden ayrılık vakti :(

Pazartesi sabahı yeniden işbaşı yaptım, dün bakıcımız sevgili Lia geldi. Gelirkende Efe'ye bir sürü hediye getirmiş. Bizi ve özellikle Efe'yi çok özlemiş. Dürüst olmak gerekirse, gelmeyecek diye ciddi anlamda endişelenmiştim.
Geçtiğimiz 2 hafta boyunca oğluşumla kah evde kah dışarda sürekli birlikte vakit geçirdik. Hava yavaştan bozmaya başladığı için o kadar çok yürüyüş yapamadık (bende biraz üşendim galiba) ama birkaç sefer Kuğulu Park'a gittik. Kuşlara gel-gel-gel yaptık.
Birde rutin doktor ziyaretimiz vardı Alev Hanım'da. Gayet güzel geçti kilomuz 9,360gr. ve herşey yolunda dedi doktorumuz. Menümüze yeni tarifler ve yiyecekler katıldı. Mamayı biraz azaltıp diğer ek besinleri çoğalttık. Bir dahaki görüşmemiz 5 Kasım'da, o zaman Efe'm 9 aylık olmuş olucak, inanılır gibi değil.
Bu 2 hafta sürecinde babamızla gidip araba koltuğu aldık, Kraft Omega modeli. Efe bu durumdan pek hoşlanmadı çünkü o daha çok arka camdan dışarıya bakmayı seviyor. Ama yavaş yavaş alışacak artık mecbur. En son gezimizde uyuya kaldı...Resimlerin hepsi aşağıda.

Bu tatilimizde anneannemiz, babaannemiz, büyükanneannemizle güzel vakitler geçirdik. Dünde parka gittik babaanne-Efe-Selen beraber, inanılmaz keyif aldı. En kısa zamanda babamızla da gitmemiz gerekiyor.

Salıncaktaki yüz ifadesi gözümün önünden gitmiyor. Ayrıca dün babaanne çorbası içti ve bi daha bi daha diye ağzını açtı durdu... Amcasıda laptop ve masalcı tırtıl aldı hediye, yeni oyuncaklarıyla fotoğrafını çekmemişim, en kısa zamanda buraya eklerim.

Anneannesi ile büyü büyü büyü kocaman ol yaptılar şimdi büyü büyü büyü deyince yukarı bakıyor kerata.
Dün gece ilk defa uyku tulumu ile uyudu. Ben daha fazla olay çıkartıcak sanmıştım ama korktuğum gibi olmadı (şimdilik!!!)
Salonu tamamen kendisine tahsis ettik desem abartmış olmam. Yerde 3 kat çeşitli örtüler üstünde EFE & Oyuncakları. Bütün hafta evde vakit geçirdiğinden bizim için tek önemli olan şey onun güzel ve mutlu zaman geçirmesi. Zaten eminim çok kısa bir süre sonra o alan yetmeyecek ve evin her yerinde olucak.
Şimdilik bu kadar gerisi aşağıdaki güzel fotoğraflar...

Çabuk çek anne uzun oturamam bak, sıkılırım!

Serçelere hayretle baktı, kendisi de bir minik serçe halbuki...

Banyo keyfinden sonra bu kadar yakışıklı olan tek erkek benim bu dünyada :)

Bu şekilde babamla saatlerce yürüyebilirim.

Babamda bende çok eğlenmiyoruz bu resimde neden acaba?

Babaannem su böreği veriyor ama minik minik kim doyar ki bununla :)

Anne hadi çek hep sana bakamıcam!!

Güvercinlerle konuşuyorum ama onlar benimle konuşmuyor!

"Bu araba koltuğunu sevmedim uyuyayımda yol hemen bitsin bari"

"Anne hergün parka gelebilirmiyiz?"

"Off ya hayat böyle çok güzel"

"Daha çok sallanmak istiyorum"

"Babaannemle beraber parkta taşlarla oynamak çok zevkli ama büyük çocuklarla oynamak daha zevklidir herhalde"

"Amcam bana almış yaşasın"

"Anneannem büyü büyü kocaman ol diyor bakıyorum bende?"

"Oh mızıldandım diye anneannem kurtardı beni bu koltuktan yaşasın"

"Doktoruma gelmeyi çok seviyorum, burası oyuncak dolu"

"Büyükanneannemle arabada..."

"Koltuk ilk oturduğumda güzel gelmişti..."