22 Ağustos 2012

Ben bu bayram

Bu bayram Ankara çok sessizdi, sokaklar tenha, hava serindi.
Değişik bir bayramdı. Biz bize bir bayramdı.

Ben bu bayram oğlumla ve eşimle doyasıya vakit geçirdim (Efe'ye doyulmuyor o ayrı)

Ben bu bayram babamı çok andım, çok özledim
(hayat dersi no:1 - acılar unutulmuyor yalnızca sessizleşiyor, duruluyor ama o ateş hiç sönmüyor)

Ben bu bayram annemin 55.yaşını kutladım, uzaktan, hediye veremedim ama bir dilek tuttum onun için; sesi her daim şen gelsin kulaklarıma, gözlerinin içi hep gülsün...

Ben bu bayram bize uzak yaşayan tüm sevdiklerimizi düşündüm, evet belki her anımız birlikte geçmiyor ama biliyorum ki biz kocaman bir aileyiz,

Ben bu bayram Efe'ye sevgiyle açılan kapıları düşündüm, gelecek diye heyecanla bekleyen babaanne, anneanne, dede'lerini,

Birde ben bu bayram evde anneannemle börek, poğaça, kek pişirdim, eşim ve oğlum için, farklı bir huzur ve şükür duygusu kapladı yüreğimi;
Şükrettim çünkü anneannem yanımda dimdik bana yardım ediyor,
Şükrettim çünkü yaptıklarımı zevkle tadan ve bana (her zaman çok başarılı olmasada) iltifat eden bir eşim var,
Şükrettim çünkü 'annem bana güzel kekler yapar' diyecek bir oğlum var...

Ve bayram bitti, ilk iş günü tatilin üstüne, Efe'den ayrılış, rutine dönüş, söylenmedim, şikayetlenmedim, gidecek bir işim dedim...

Bu bayram tam da bayramın anlamına yakışması için, durdum, düşündüm... Hayatı artılarından tutmaya, küs olduğum tarafımla barışmaya, elimdeki nimetlerle mutlu olmaya ve tüm bunları her daim aklımda tutmaya çalışacağıma söz verdim kendime.

Bir sürü foto var bayramdan ama çoğu diğer makinada aşağıdakiler cepten, kalanı en kısa zamanda burada :))


Arife günü alışverişe giderken...

Ramazan'ın son günü iftardan önce, vakit geçirmece

Babası & Oğlu alışverişte...
Efe'nin yeni market arabası şimdi evde de böyle geziyoruz...

Hiç yorum yok: