Dün gece rüyamda babamı gördüm, "gitmedim, burdayım" diyordu, nasıl mutlu oluyorum anlatamam. O gittikten sonra hayatıma giren insanlarla tanıştırmak istiyorum hemen onu, başta Efe olmak üzere. Öyle dokunulabilir, öyle gerçek ki, ses tonuna kadar, uyanıpta rüya olduğunu anladığımda epey ağladım... Özlüyorum... Allah sevdiklerimize, yakınlarımıza uzun ömürler versin.
Ağlamam geçince cama yöneldim, bir baktım ki heryer bembeyaz ve kar vargücüyle yağmaya devam ediyor. Efe'yi antibiyotik ve hastalığımız yeni bittiği için okula göndermediğimizden nispeten sakince uyandık, malum okula gidecekse hazırlık daha süratli ve detaylı oluyor. Bugün plan babaanne olduğundan yavaşça hazırlandık ve çıktık.
Ofise geldiğimde yapmam gereken işleri hızlıca yapıp, buraya bir iki satır yazmak istediğimi hissettim. Bir yanım anlatıcak birşeyin yoksa meşgul etme boşuna ne okuyanı ne kendini dedi, bir yanımsa öyle çok anlatacağım var ki; başla bir yerlerden dedi. Yaş 35 olunca insana, özellikle hemcinslerime birşey oluyor galiba daha fazla sorgulama, yaşamı anlama, yönlendirme çabası içine giriyorsun. 4 sene önce anne olduğumdan bu yana çocukluğumu, gençliğimi, zevklerimi, kızgınlıklarımı otomatik bir sistem varmışcasına aralıklı olarak gözden geçirdim. Ve fark ettim ki ne çok şey yaşamışız ama ya silmişiz ya gerilere atmışız.
Dünya büyük, hayat uzun, öyle çok şey varki sığdırmak istediğim. Ama günler, aylar, mevsimler ve hatta yıllar hızlı, birbirinin aynı akıp gittikçe, korkuyorum, endişeleniyorum, heyy ne zaman yapıcaksın tüm bunları diyorum...
Sonra başka bir an geliyor, oğlumla gözgöze geliyorum, herşeyi unutuyorum, tek amaç tek mutluluk onun parlayan gözleri diyorum, herşeyi unutup. Bir çocuğum daha olsa hayatımdaki evlat sevgisi verdiği mutluluk katlansa başka birşey aramam herhalde diyorum.
Herşeyi ömrüme, gönlüme sığdırmak istiyorum... herşeyi... çünkü ben çok önemli birşey öğrendim, hayat ne sandığımız kadar uzun ne de sandığımız kadar kısa. Yapmak istediklerim için biryerlerden başlamalıyım yada yapmak istemediğim, beni mutsuz eden şeyler içinde harekete geçmeliyim, dur demeliyim, rüzgarın önüne kattığı yaprak değilim ki... savrulup durayım.
Gel-git kafayımdır, hep bir rüzgarlar eser içimde... Bugün de deniz çalkantılı, duygularım yoğun. Satırlar dolusu yazsam doyucak gibi değilim anlatmalara bugün.
Izmir, Izmir canım Izmir, Canım Babam ve Canım Kardeşim... |
Bendeniz, yıl 2004 |
Bendeniz, yıl 2015 |
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder