26 Mart 2012

Efe'nin ilk tiyatrosu

Geçen hafta bir önceki postumda yazdığım gibi iş açısından son derece stresli yoğun ve sevimsiz bir haftaydı. Cuma eve gittiğimde haftasonu değilde sanki 20 günlük izne ayrılmış gibi gevşedim resmen.

Bu haftasonu son derece yoğun bir programı vardı Efe'nin. Cumartesi sabah erken saatlerde canımızı Tunalı'ya attık, üst katımızdaki tamirat ne onun uyumasına nede birbirimizi duymamıza müsade etmeyince, giyindik fırladık sokağa. Malum havalarda artık güzel. Saat 11 sularında arabamızı park etmiştik bile. Sokaklar kalabalık, heryerde insanlar... Kanım kaynadı :) Tunalı'da çok sevdiğim bir arkadaşımı Melis'i gördüm. Onların 3 yaşında dünya tatlısı bir oğlulları var Batu. Bir baktım Melis hamile yeniden hemde 3 hafta içinde doğum yapacakmış hem de kızmış bu sefer... Süper.
Öğlen Kebap49'un bahçesine oturduk, Efe mercimek çorbası ve patates salatası yedi arkdanda uyudu. Eminim tok karnına insan sesleri ve ılık bir hava eşliğinde arabasında sallan sallana uyumak çok keyiflidir. Annemle uzun zamandır görüşememiştik güzel oldu. Renkli renkli tişörtler aldık, buram buram yaz kokan. Turumuz Kuğulu Parkta son buldu, Efe çocuk parkının çakıl taşlarına bize yedirmeye kalktı. Diğer çocukların kova küreğine sarkmak mı dersiniz neler neler. Sonra babamıza gittik, Efe Şehriye'nin peşinden koştu hemde hav hav diye. Efe'ye göre tüm hayvanlar hav hav? Tekerlekli tüm araçlar (motorsiklet, araba, uçak) hın hınn :)) Cumartesi eve gittiğimizde yorgunluktan canı çıkmıştı çocuğumun hemen bir banyo yaptık, sütümüzü içtik ve uyuduk. Bu haftanın can sıkıcı halinden kurtulmam için Koray'la akşam güzel yemeğe çıktık. Orada da çok sevdiğim başka bir arkadaşım Nurcan'ı gördüm. Kendisi 1 haftaya kadar doğuracak bir türlü görememiştim. Arka masada görünce soluğu yanında aldım. İnsanın ilkokul arkadaşının hamile olması değişik bir duygu ondan da nurtopu gibi bir erkek gelicek, heyecanla bekliyorum.
Pazar saatler geri alındı. Ben buna çok sevindim çünkü artık hava aydınlıkken evimize gidebileceğiz ve günler daha daha uzun olucak. Bir saat az uyumuş olmak beni hiç rahatsız etmedi. Pazar sabahı arkadaşım Ayşegül ile sözleştiğimiz gibi saat 12'den önce Büklüm sokakta buluştuk, bebelerimizi tiyatroya götürmek üzere. Evet hemde bebek tiyatrosu. Pembe Kurbağa Sahnesi, Büklüm Sokak, Ankara. Süperdi, içeride yaklaşık 30 bebek ve anneleri, babaları, sahne ışıklar. Efe ve diğer bızdıklar 35 dk boyunca pür dikkat izledi. Müziklere katıldılar. Hiçbiri ağlamadı, yalnız bir tanesi huysuzluk etti, annesi alıp götürmek durumunda kaldı. Ama benim hareketli oğlum bile zevk ve ilgiyle izledi. Müthiş bir aktiviteydi bence. Sonra babalarla buluştuk ve Lozan Park'a gittik. Ayşegül'ün kızı Aybüke Efe'den 2 ay küçük ama ha konuştu ha konuşacak öyle tatlı ki. Parkta Efe beyimiz kaydırıktan kaydı, yürüdü, koştu, güvercinleri kovaladı, hav hav diye :)) Ordan istikametimiz bizim evdi, senenin ilk balkon ve mangal sefasını yapmak üzere eve geçtik. Çocukların ikiside uykuya daldılar, bizde çay keyfi yaptık balkonda. Akşamda Koray ilk mangalını yaptı ve spesiyal piknik salatasını yaptı :) Aybegüm ve Bekir'de bize katıldılar, çok eğlenceli bir akşam oldu. Çocuklar salonda oynadılar, Efe yürüyerek kaçtı, Aybüke emekleyerek kovaladı. Aybüke Efe'nin saçlarına yapıştı, Efe ağladı... Akşam 1-1 biten GS-TS maçıyla :(( akşamımızı noktaladık.
Resimler en kısa zamanda burada olucak, baskıya yetişmedi malesef. Parkta çektiğim baba-oğul bir resim varki yaptırıp salona koymayı planlıyorum. Yakışıklı kocam ve daha yakışıklı oğlum el elele.
Renkli ve güzel bir haftasonuydu.
Bu fotoğrafın ismi "Mutfakta bir Lokum", geçtiğimiz haftasonu resimleri ayrı bir postda olucak

  




Hiç yorum yok: