25 Nisan 2012

Bu Efe'ye ne demeli

Güzel yavrum baharla birlikte açıldı sanki yerinde durmaz oldu. Kendisini nitelendirirken aşağıdaki ifadelerden bazılarını kullanmak gerekicek sanırım :)) Yaramaz? Hareketli? Kıpırdak? Haşarı? Haydut? Tamam karar verdim KIPIRDAK. Favori sözcük budur Efe için kıpırdak. Uyuduğu saatler dışında yaşının gereği sürekli inceleme, elleme, anlama, dokunma, ısırma, bağırma, deneme ve yanılma halinde.

Amcası ile birlikte 23 Nisan fotoğrafı nefis çıktı. İlk bayraklı fotoğrafı:



Anneannesinde mutfaktan ıh ıh diye istediği ve alıp salona koşarak gidip yere oturup yeme çalışmalarına başladığı muz ise ayrı alem:



Pişik sona erdi diyebiliriz. En büyük sırrın tam olarak kurumadan altını kapatmamakta ve arada hava alması için az da olsa açık bırakmakta olduğunu anladım.


20 Nisan 2012

Pişik Deneyimimiz

Evet gündemimiz dün itibariyle değişti.
Yeni konumuz PİŞİK!!.. Oğluşum çok fena pişmiş. Kucağa almaya kalkarken bile sızlanıyor evladım. Sabah epey huzursuzlandı. Babaannesi gitti sabah saatlerinden itibaren yanındaydı, beraber gezdiler, yemek yediler.
Pişik olma sebebi bağırsaklarının aşırı çalışması, doktorumuz Reflor Şase verdi ayrıca pişik için uyguladıklarımız: tyosid + bepanthen + Mustela Stelactive. En önemli nokta poponun tam olarak kurumadan bezlenmemesi aksi takdirde pişik bölgesi iyileşmezmiş. Geçen hafta değişik şuruplar içmiş olması, beslenmede meydana gelen değişiklik (varsa) ve diş çıkartma bağısak hareketlerini direk etkileyen durumlar.
Pazartesi 23 Nisan olması nedeniyle tatiliz. Dilerim sağlıklı, güzel havalı, keyifli bir 3 gün geçiririz.
Yarın sabah Baby Shower var, Nurcan'ın. Uzun zamandır görmediğim birçok arkadaşımı görücem, çok heyecanlı valla. Umarım unutmamda fotoğraf çekerim  bol bol.



 


17 Nisan 2012

Fotoğraf Bölüm 2.

Forum Outlet Moda Sokağı

Başını alıp giden Efe modeli...

Parkta arkadaşının arabasını itmeye kararlı kendi abi oldu ya


Babası ile kaydırak keyfi, mutluluk yüzlerinde

Yakışıklı Baba - Oğul

Bir fotoğraf için ne çok uğraştım ama Efe'yi tutmak ne mümkün


House Cafe'de Cumartesi... Poyraz'la arkadaş olmak istiyor

Gözlem yapıyor acaba ne yaramazlıklar yapabilirim diye :)

Arabasını arkadaşı Ada'ya tanıtıyor...

16 Nisan 2012

Erenalp 3 yaşında

Sevgili Kuzenim Erenalp
Doğumgünün kutlu olsun
Anneme babama dün arayalım dicektim ama henüz konuşamadığım için derdimi anlatamadım :(
Seninle bir araya geleceğimiz günleri iple çekiyorum. 
Geçen geldiğinde ben henüz yürümüyordum şimdi koşuyorum bile. 
Bir sürü oyun oynayabiliriz. 
İyice azıtırız :))
Tekrar doğumgünün kutlu olsun!




13 Nisan 2012

İyileşiyorum

Malum bugün Cuma benim Pazartesi gününe kadar post yazma fırsatım olamıyacak. Onun için bu hastalık sayfası kalmasın istedim. Efe'cik daha iyi gerçi biraz öksürük, burun tıkanıklığı ve huysuzluk var ama onu da atlatıcağız (dilerim). Dün annem ve anneannem yemek yedi, uyudu, oynuyoruz deyince tamam iyileşme başladı dedim. Bugün sabahda Alev Hanım'da randevumuz vardı hem kontrol hem muayene ardından babaanne'ye gittik. Dedesi de işe gitmemiş Efe'yi bekliyordu. Salonda kahvaltı sofrası bizim ki bir atladı kaşarlara avuçla ağzını doldura doldura sanırsınızki evde aç bırakıyoruz :) Keyfi yerindeydi, tamam dedim, anlaşıldı, yönümüz iyiye gidiyor.
Sevgili doktorumuz Alev Hanım, yine büyüleyiciydi. Bak bunlar bunlar oluyordur şimdi yakında bunlar bunlar yaşanıcak diye sanki bizim evi uzaktan izliyormuşcasına bilgiler verdi. Yapmamız gerekenler, takınmamız gereken tavır, yememiz gerekenler, daha daha neler neler anlattı. Önümüzdeki 2 ayda ihtiyacımız olabilecek tüm bilgileri aldık. En akılda kalanlar ise;
- Artık sterilize makinası yok hayatımızda, bulaşık makinasında herşeyini yıkayabilirsiniz
- Çamaşırlarınızı beraber yıkayabilirsiniz
- Okunmasını tavsiye ettiği 4 kitap var, 1-2 yaş çocuk yetiştirilmesi ile ilgili (yarın edinip bilgi vereceğim)
- Artık yastık kullanabilir (ama sabit yatmayacaktır)
- Uyuduğu yerde uyanmak ister (%100 tercih) kendi yatağıdır
- Sesinizi takip ettiği için heran yanında durmanıza gerek yok (ki bence mümkün oldukça var, korkuyorum)
Birde bir sürü püf noktaları var ki onlarda bizde kalsın dimi ama?... Burdan bütün sırları açık etmeyelim :)) Ben Efe'ye büyüyünce herşeyi anlatacağım :))
Birde doktor teyzemiz turuncu bir araba hediye etti bize (eee artık büyüdük o kadar olsun dimi ama?)
Bir dahaki randevumuz Haziran ayında. Ha birde 10 güne kadar su çiçeği aşısı olacağız. Herhalde Sağlık Ocağına gideriz, hemde Sema Hemşire'yi görmüş oluruz. Halen kan testlerimizi yaptıramadık en kısa zamanda halletmemiz gerekiyor.
Ben diyetime devam ediyorum. Ama 16'sındaki randevumu bir hafta kadar ileriye alacağım, malum Efe'ciğin hastalığı sırasında ara öğün filan uçtu gitti.
Pazar günü Lia gelicek (umarım) :)) Şimdiden heyecanla bekliyorum. Hem yokluğunda çok yorulduğum için hemde görünce Efe ne tepki verecek çok merak ettiğim için.
Herkeslere güpgüsel bol dinlenceli, eğlenceli fakat herşeyden önce sağlıklı bir haftasonu diliyorum.

 

11 Nisan 2012

Biz hasta olduk :(

Efe'cik ilk defa hasta oldu, tarih 7 Nisan gecesi saat 1 suları, öksürerek uyandı, nasıl telaşlandık anlatamam. Önce biraz evde idare etmeye çalıştık, doktorumuz Alev Hanım, bir surup önerdi aldık sonra biraz uyuduk, saat 04:20 sularında öksürerek bir uyandı, baktık olmayacak doğru Güven Çocuk Acil'e gittik.
Tanısı: Virütik Larenjit. Kimden ne zaman nasıl kapmış bilemiyorum ama ilk defa olması dolayısıyla bizi epey endişelendirdi doğrusu. Şükür ateşimiz yoktu halen de olmadı. Hastanede soğuk buhar vermek istediler (ventolinli) ama biz o anda gereksiz bularak (Efe'nin ağlamasında da kaynaklı almadık). Eve gittik ertesi günde malum allak bullak olduk. Pazartesi ofise geldim ama aklım tümüyle evde olunca izin alıp eve gittim saat 11 sularında evdeydim. Efe kriz halinde ağlıyordu sanırım ağrısı oluyor, hem boğaz hem baş öte yandan kırıklık. Neyse ki saat 17.30'da Alev Hanım'ın muayenehanesinde tekrar soğuk buhar aldık, ventolinle. O bizi epey rahatlattı. Nefesi biraz düzeldi. Yarın veya Cuma günü tekrar kontrole gideceğiz. Bu işin sırrı ventolinle soğuk buharda demek ki. Muayenehanede gördük ki bir sürü bebek ve küçük çocuk hasta malesef. Allah hepsine yardım etsin, küçük olunca insanın içi daha bir acıyor. Yavrum derdini de anlatamıyor.
Ben dün izinliydim, evdeydim yorulup enerjisi bitince kucağıma gelip uyumak istedi, iyi ki evde, iyi ki yanındaydım. Evde anneanne, babaanne, büyük anneanne herkes vardı. Bugünde babası evde, babaannesi de gidecek.

Çocuklar hasta olmasın diyorum. Postumu Efe'nin hasta halinde çektiğim masum fotoğrafını ekleyerek bitiriyorum. 2 gün yemek yemeyerek süzüldü sanki... Toparlar ama benim oğlum biliyorum.




06 Nisan 2012

Gündemimizden kısa kısa

Bakıcımız 10 günlüğüne memleketine gittiği için Efe'nin hayatında büyük bir değişiklik söz konusu. Dün annemler bize gitti, öğleden sonra Efe'ye bakmaya. Bugün Efe'cik babaannesinde. Sabah bizimle giyinip çıkmak hoşuna gitti keratanın. Haftaya da bu şekilde babaanne - anneanne idare edeceğiz. Her ikiside çok mutlu oldu bu duruma farkındayım. Torun evi şenlediriyor ne de olsa. Ama bir o kadar da zor biliyorum peşinden koşmak. Akşamları eve geldiğimizde Lia'nın dil bir karıl dışarıda oluyor. Artık en hareketli zamanları bir de korku nedir bilmediğinden iyice zor, bir an bile gözünü ayırmamak gerekiyor üzerinden. Burada yük biraz babamızda da var, sabah götür akşam al. Allahtan (dilerim ki) bu geçici bir süreç sonra yine aynı düzenimize geri döneceğiz.

Gelelim bana :) Geçen hafta diyetisyenle başlayan maceram 1 haftanın bitmesiyle beraber benim için harika geçiyor diyebilirim. 6 gün sonunda tam 2 kilo. Hemde hepsi yağdan olmak üzere. Verilen diyete birebir uydum diyebilirim. Umarım hedefime ulaşına kadar böyle gider. Motivasyon kaynaklarımdan birisi yeni sezon kıyafetler, olası tatil planları ve eski kıyafetlerime yeniden girebilme ihtimali... 10 gün sonra tekrar randevulaştık. Dilerim sonuna kadar böyle gider.

Efe'ye yazlık kıyafetler almaya başlamamız gerekiyor malum geçen yazkiler ufacıcık. Planım en kısa zamanda bir H&M yapmak. Birde C&A. Öğlen arkadaşımla Adidas'a gittik, bücürükler için bir t-shirtler var nefis. Ayakkabılar desen öyle. Çocuklara yapılabilecek üst baş alışverişinin sonu yok biraz frene basmak gerekli ama bazen dayanamıyor insan.

Efe'ciğin son numarası yatıp eline de sütünü alıp, tv seyretmek. Gerçi çok uzun sürmüyor ama havasını görmeniz lazım. Kapı ve anahtarla da yakın ilişkide, ben sokak kapısını açarken büyülenmiş gibi bakıyor, çok alem.

Havalar güzelleştikçe eve sığamamaya başladı. Birazcıkta parkların tadını alınca evde zaptetmesi iyice zorlaştı. Birini yakalasın hemen ayakkabılarını eline alıp "ıh"lamaya başlıyor. Birde miyav demeye çalışması varki, ağzını doldura doldura "avvv" "avvv" diyor ama ortada "miy" yok henüz.

İşte şimdilik bu kadar. Fazlaca foto ekleyemesemde azıcık yazayım dedim. Malum halamız, dayımız, eşimiz, dostumuz bekler, sevgilerimle...

02 Nisan 2012

işte tiyatro fotoğrafı +1


Efe arkadaşı Aybüke ile evde oynarken


Tiyatroda Ayşegül, Aybüke, Efe & Ben...