Bugün Alev Hanım randevumuz hakkında bir post yazmak üzere niyetlendim ancak parmaklarım başlığa "Bahar kapıda" yazdı, aklım havada herhalde :))... Dışarıda son derece davetkar, arada hafif ısıran, tatlı bir güneşle okşayan, ümit veren, içimi hop hop oynatan bir hava var. Ne zaman kış bahara dönse, yaşadığıma, sağlığıma, sahip olduklarıma şükrederim. Ve öyle isterim ki o baharı doyunca yaşamak, o sabahlarda gülerek uyanırım. Az önce bu duygu ile benzer yazılar okuyabilmek ümidiyle google'a bir kaç kelime yazdım ama içimdekini tam anlatan hiç bir yazı bulamadım, en iyisi ben yazayım dedim.
(NOT: Bu benim oğluşumun blogu ama yazar benim şimdilik...)
İlkokuldayken mevsimleri öğretirlerdi, Ünite Dergisinden; İlkbahar - Yaz - Sonbahar - Kış. Halen öylemi bilmiyorum ama eskiden sınıfta bir yerlerde asılı mevsimler tablosu olurdu, bol resimli. O resimlere bakınca en çok İlkbahar, beni alıııır götürürdü. İlkbahar gelince; bahar temizliği yapılır, açık hava yerlere gidilir. Kalın kıyafetlerin yerini daha ince kıyafetler alır. Sebzeler - meyveler çeşitlenir. Çocuklar şenlenir, doğa yeşerir... bu böyle gider. Benim çocukluğumda içimde yaşadığım duygular ruhumda derin izler bırakmış. Yani hani bazen bazı kokular sizi alır götürür... Bende bu durum çok kuvvetlidir. Havanın kokusu beni çocukluğuma götürür baharda, hayattan, gelecekten, herşeyden nice ümitlerle dolu olduğumuz zamanlara.
Gelelim doktor kontrolümüze :) Efe'min boyu 90,4 cm, kilo 13,7 kg. Büyümesi gayet iyi. Ayrıca mutlu bir çocuk görüyorum dedim. Biraz kreş, biraz kolej, biraz bakıcı konuştuk... Onlarda ayrı bir post konusu olucak. Şükürler olsun ki yine yüzümüzde bir tebessümle ayrıldık yanından, 4 ay sonra görüşmek üzere... 8.Temmuz saat 8.00 dedik. Dilerim arada hastalık vs. gibi sebeplerden görmemiz gerekmez. Çocuklar hasta olmasın diyerek bitiriyorum.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder