Şimdi düşünüyorum da sonlara birşey bırakmamak en güzeli. Karnım burnumda kış günleri tıkıldım kaldım evde. Ama herşey deneyim benim ballı kaymağım. Havalar serinledi, karnım büyüdü. Bi yandan tam gaz çalışıyorum, ofisim kalabalık, tek hamile benim günler hızlıca aktı geçti. Öğlenleri hamileliğin verdiği ya zehirlenirsem ya kötü beslenirsem korkusuyla güzel güzel yemekler yedim. Armada’nın etrafında yürüyüşler, kafeinsiz kahveler, sıkma portakal suları, yeşil çaylar... Derken yılbaşı zamanı geldi artık karnım iyice büyümüştü ve odan neredeyse hazırdı... En önce babacığınla duvar kağıtlarını yaptırdık, odanı boyattık. Deden oda takımını aldı, bembeyaz tam istediğim gibi, halını aldı. Anneannem bir sürü kıyafetler aldı, patikler, şapkalar. Perdeni yaptırdık üstünde Winnie The Pooh ve arkadaşları. Doğum yapacağım hastaneye karar verdik. Özlem teyzenle sana masmavi tüllerden şeker sepeti yaptık, bacaklarımız ağrıdı yerde saatlerce oturmaktan. Sonra minik biberonlar aldım sana içlerine de mavi beyaz badem şekerleri.
19.Ocak günü doğum iznine ayrıldım... Şimdi sana bakan bakıcımız Lia bu zamanlar gelmişti. Onunla beraber bir yandan son hazırlıkları yapıyordum bir yandan da dinlenmeye çalışıyordum. Havalarda epey soğumuştu ama kar yoktu, dışarı çıkıp geliyordum. Heyecan doruktaydı. Bi baban bi ben seni görüyorduk rüyalarımızda, seni bilmeden... Doğumun için 5.Şubat gününü seçtik, epidural sezeryan, HRS Hastanesi sabah 08:15!!! Büyük kavuşma J
Doğumdan bir gece önce Taylan’ın doğumgünü münasebetiyle oraya gittik, pasta kestik. Son gece ertesi gün yanımızda olacaktın!!!
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder